Slayt Slayt Slayt Slayt Slayt Slayt Slayt Slayt Slayt Slayt Slayt Slayt Slayt Slayt Slayt Slayt Slayt Slayt Slayt Slayt Slayt Slayt Slayt Slayt Slayt Slayt Slayt Slayt Slayt Slayt

Atçalı Kel Mehmet Efe

ATÇALI KEL MEHMET EFE ( 1802 -1830 )

     Atçalı Kel Mehmet, Nazilli'nin Arpaz köyünde doğdu. Babası Hasan'ın genç yaşında ölmesi üzerine Kel Mehmet yetim kalır.(1)
     Arpazlı beylerin ve ağaların yanında annesi ile birlikte karın tokluğuna ırgatlık yapmaktadır. Sürekli sövülen ve dövülen Kel Mehmet birde kelliği dolayısıyla toplum tarafından aşağılanmaktadır.
     Arpaz ağası tarafından kovulan ve sığınacak yeri olmayan Kel Mehmet anasının bir tanıdığının bulunduğu Atça köyüne gelirler.Kel Mehmet bu sıralarda 9,10 yaşlarındadır.
     Atça köyünün ağası ve muhtarı olan Hacı Hüseyinoğlu Şerif Hüseyin ağanın yanında kır bekçiliği ve ırgatlık yaparken ağanın kızı Fatma'ya sevdalanır.Anası aracılığı ile kızı babasından istemesi ve bunun köyde duyulması Şerif Hüseyin ağayı deliye döndürür. "Benim kızım ırgata mı kaldı." diyerek,Kel Mehmet'e ağır baskı ve zulüm yapar.Yoksulluğun ve kimsesizliğin yüzüne vurulması Kel Mehmet'in gururunu kırmıştır.
     Bir gün köy kahvesinde ağanın kahyası Mahmut ağa ve adamları tarafından saldırıya uğrayınca, çıkan arbede de Mahmut ağayı yaralar.Artık köyde rahat bırakılmayacağını anlayan Kel Mehmet dağa çıkar.(1820 ) 
     Artık yoksulların ve kimsesizlerin koruyucusudur. Aşağılanan ve ayaklar altına alınan kişiliğini kurtarmak için, kendine ve çevresine karşı bir mücadele başlatmıştır. Sevdiği kızla evlenmekle bu itibari kurtulacaktır.
Şerif Hüseyin ağa Atçalı Kel Mehmet'in umudunu kırmak için, kızını Aydının zenginlerinden Hasan adlı bir genç ile evlendirmek ister.Bu girişiminden vazgeçmesi için Şerif Hüseyin'e haber gönderen Kel Mehmet,bir bağ eğlencesinde Hasan'ı dağa kaldırır.Düğünden vazgeçmesini ister.Gönderilen fidye karşılığı Hasan'ı serbest bırakır.
     Bu olaydan sonra Şerif Hüseyin ağa ve Arpaz beyi Osman bey,Atça'lı Kel Mehmet Efe'yi öldürmesi için Uzun Efe ile anlaşırlar. Atçalıyı bir türlü bulamayan Uzun Efe, köşkte oturan Atçalının anasına işkence yaparak rahat vermez.Bunun üzerine Atçalı Kel Mehmet Efe köşkü basarak Uzun Efe'yi öldürür.Efe'nin git gide yaygınlaşan saygınlığından ve etkinliğinden ürken ve korkan ağalar,beyler Atçalıyı ortadan kaldırmak ister.Ünü bölgeye yayılan Atçalı Kel Mehmet Efe'nin dağa çıkışından bir kaç yıl sonra affa uğrayarak tekrar yüze (düze) iner.Ancak yapılan baskılar ve bir gün pusuya düşürülüp öldürüleceği endişesiyle tekrar dağa çıkmak zorunda kalır.
     Osmanlı merkezi yönetimi bu başkaldırıştan rahatsız olmaktadır. Aydın hapishanesini basarak arkadaşlarını kurtarması Atçalı Kel Mehmet'in ününü iyice arttırmıştır. Atçalı Kel Mehmet Efe ve zeybekleri artık yoksul halk için bir umut,bir kurtarıcıdır.
     Bölgenin kötü yönetimi,zalim ağalar,yapılan haksızlıklar karşısında diğer Efeler ,Kel Mehmet'in etrafında toplanarak yönetime karşı ayaklandılar.Aydın vilayetini basarak yönetimi ele geçirdiler.(1829) Atçalı Kel Mehmet'in İzmir İhtisab(hesap-vergi) Nazırına yazdığı mektupta başkaldırısını şöyle anlatmaktadır. "Benim garazım fukarayı sıyânetdir (korumaktır),voyvodaların zulmünden memâliki (memleketi)vikayetdir.(kollamaktır)" (2) 
     Yönetimi süresince zenginlerden ve tefecilerden aldığı paraları yoksullara ve düşkünlere dağıtmış,yol,köprü,çeşme gibi hayır işlerinde kullanmıştır.Yaptırdığı bir çeşmenin kitabesine "Su elin,Çeşme elin,Tekne Atçalı Kel'in" diyerek halkın sevgisini kazanmıştır. Kendi adına bir mühür bastırarak üzerine "Vali-i Vileyet,Hademe-i Devlet,Atçalı Kel Mehmet".(Vilayetin valisi, Devletin hademesi, Atçalı Kel Mehmet) yazdırmıştır.Bu arada anlı şanlı düğün yaparak da Fatma ile evlenir.
     Ege bölgesinin önemli bir bölümünü ele geçiren Atçalı Kel Mehmet Efe ve zeybekleri Osmanlı yönetimini ciddi biçimde telaşa düşürmüş ihtilali bastırmak için Osmanlı güçleri saldırıya geçmiştir.Dağlara ve köylere dağılan zeybekler yakalanarak cezalandırılmıştır. Atçalı Kel Mehmet Efe. Aydın'ı tekrar almak için bir girişim daha bulunmuştur.Ancak Aydın güneyinde bulunan,Tepecik köyü çatışmasında vurularak öldürülmüştür.18 Zilhicce 1245  Perşembe. (10 Haziran 1830)

 

              Kel Mehmedi ayaklanmaya teşvik eden,Aydın'nın ilerigelenleri: Vesika XIX (3)

 

    

         1-Nefs-i Güzelhisar-ı Aydın sakinlerinden,Zatizade Medresesi Müderrisi Hacı Mustafa Efendi.

         2-Tekke Medresesinde,  Müderris Yusuf Efendi.

         3-Muderrislerden,Hacı Ali Efendi.

         4-Alipaşa Medresesi Müderrisi,Sukûti Efendi.

         5-Tarik-i Kadiriye Şeyhi,Ahmet Efendi.

         6-Mevlevihane Şeyhi,Hacı Mustafa Dede efendi.

         7-Sâbıka Şehir Kethüdası,Hacı Ali Ağa.

         8-Şeyhü’l- Esnaf Hacı Hafız Efendi.

         9-Kuyucak Hakimi.

       10-Kuyucaklı Müftü Ali Efendi.

       11-Kuyucak Âyanı Mehmet Ağa.

       12-Kuyucak Voyvodası vekili, Hacı Mehmet Ağa.

 

                                    Aydın Naibi Abdullah Şakir’in, İstanbul'a gönderdiği İlâm.Vesika :XX  (4)

                    “…Sergerde-i eşkıya Atçalı Kel Mehmed ve avanesinin ibtida tecemmü ve tahaşşüdü Kuyucak Kazasında zuhur ve rehnumayı şekavet ve fitne fesada cesaret eden kaza-yı  mezbur Hacı Ahmet oğlu Mehmed ve Voyvoda vekili Atçalı Hacı Mehmet Ali ve Müftüsü Ali Efendi ve Kuyucak Naibi Mustafa Efendi dahi yekdil ve yekcihet olduğu erbab-ı sükatdan mütevariten nümayan oldukda ve ol vechile  lıaşerat makulelerini tahrik ve bazı sadedilan etrak-ı bî-idraki dahi tebaiyet ettirecek….”

*****

                  “ … Başı dönmüş eşkıya Atçalı Kel Mehmed ve arkadaşları yeniden toplanıp bir araya gelerek Kuyucak kazasında görülmüş ve haydutluk bozgunculuk,karışıklıkta yolgösteren ve bu kötü işlere adı karışan Hacı Ahmet oğlu Mehmed ve Reis vekili Atçalı Hacı Mehmet Ali ve Müftüsü Ali Efendi ve Kuyucak Naibi Mustafa Efendi  gibi döküntü kişiler  ağız birliği yaparak ,hepbirlikte meydana çıkmışlar ve bunlar yüzünden kışkırtılmıştır ve bazı  akılsız saf köylüler bunlara uymuştur….” (6)

 

 

ATÇALI KEL MEHMET TÜRKÜSÜ 


 
 

Atçalının aman aman zeybekleri efem de oynasın
Atçalıyı vuran aman gençliğine efem de doymasın
Körolası aman aman müfrezeci efem de onmasın

Hey gidi zeybek aman aman nasıl da gıydın efemde canına
Gahbe Osman aman aman yakışır mı efem de şanına

Duman durdu aman aman şu dağların efem de başına 
Gahpe Osman aman aman bakmıyo mu efemde yaşına
Şu gençlikte aman aman neler geldi efem de başına

Hey gidi zeybek aman aman ateş verdin efem de dumana
Ah güven olmaz aman aman gahpe de olmuş efem de Osmana (5)

 

                                                                  Hikayesi:
     Çocukluğunda çok ürkek olduğu anlatılan bu efe, bir gün köy kahvesinde otururken, ahalinin ve kendisinin devlet tarafından sömürüldüğünü ve yok yere acı çektirildiğini düşünüp buna bir çare ararken, üç iri köpeğe karşı cılız bir köpeğin kapışmasına şahit olur. Hasımlarınca bir hayli yıpratılan küçük köpek, can havliyle kaçarken bir çıkmaz sokağa girer. Kaçacak yeri yoktur. Direncinin son noktalarında olmasına rağmen sırtını duvara vererek bu üç köpeğe çılgıncasına saldırır ve onları kaçırmayı başarır. Atçalı da bundan ibret alır.

 

 

 

 

Atçalı Kel Memet Türküsü

 



Aydın dağlarında gezerim gayri         Dururken önce erazil yürüdü
Yazıldı fermanım okundu gayri          Ol vakit dağları duman bürüdü
Aldım martinimi çıktım dağlara          Kahpe beyler, Atçalı kel yürüdü
Dünya bir olsa tutulmam gayri           Şol beylerde yüz yalanı seyrettim

Oniki yaşımda binerdim taya              Devirdiler vekil-harcın dizini
Minnet etmezdim paşaya beye            Bitirdiler zaptiyenin işini
Bizi yaman bildirmişler devlete          Üç beş canın da deldiler başını
Dünya bir olsa tutulmam gayri           Ilgıt ılgıt akan kanı seyrettim

Atçalı Mehmet'im bilsinler beni
Yoksulun yanında görsünler beni
Koyarım bu yola bu tatlı canımı
Dünya bir olsa tutulmam gayri


 


                                                                                                                                  

-----------------------------------------------------------                                                                                                                                   

(1)Atçalı Kel Mehmet'in dağa çıkışı 1820'lerin başıdır. Sevdalandığı ağa kızı Fatma'yı istemesi 17-18 yaşlarıdır. Tahminimiz 1802 veya1803 yılında            doğmuş olduğudur.(Ali Haydar Avcı-Atçalı Kel Mehmet İsyanı-İstanbul/ 2004 E yayınları. s.36 )
(2)Vak'anüvis Lütfi Efendi Tarihi-Atçalı Kel Mehmet Efe.Cilt : 4
(3) M.Çağatay Uluçay ,Atçalı Kel Mehmed, Ötüken Yayınları. İst.-2013. S. 156,157,158
(4)Aydın Naibi Abdullah Şakir’in İstanbula gönderdiği 9 Recep 1245 ( 4 Ocak 1830 ) tarihli İlâmı.( Başbakanlık Arşivi, Hatt-ı Humayun ,No:22824,A)          M.Çağatay Uluçay ,Atçalı Kel Mehmed, Ötüken Yayınları. İst.-2013 S.159
(5)Ali Haydar Avcı-Atçalı Kel Mehmet İsyanı- İstanbul / 2004 E yayınları. s.152 
(6) Osmanlıcadan Tercüme : Kenan Kıvrak.
       Voyvoda:Osmanlıda tanzimattan önce  belediye işlerini düzenleyen kişi. ( Reis ,Subaşı, Ağa.)
       Mütesellim : 18.yy da il ve ilçelerde bulunan yüksek vergi memuru ( Vergi dairesi Müdürü)
       Âyan :  Bir yerin ileri gelen kişisi (Eşraf)
       Naib : Kadı vekili.
       Kethüda :  Zengin kimselerin ve devlet büyüklerinin buyruğunda çalışan, onların birtakım işlerini gören kimse, kâhya.
       Müderris: Medrese hocası.
 

Paylaş


Bugün : 49
Dün : 40
Toplam : 236498



www.aydinatca.com / Tüm Hakları Saklıdır ©