ÖNSÖZ Zaman ne kadar da hızlı geçiyor. Artık ninelerimizden zeybek hikayeleri, şehir efsaneleri dinleyemiyoruz. Atça'nın düşman işgalinde. bir çoğu gibi esir edilip, işkence edilen Finlerin Şükrü amcadan "Esaret Hatıraları"nı anlatacak kimse kalmadı. Kasabın kahvesinde "Efelerin efesini" pür dikkatle dinlediğim Tekeli İbrahim Efe yok şimdi. Mahallemizin İstiklal Madalyalı tek tanığı, ya Ayenlerin Hüseyin amca !.. Daha dün gibi hatırlarım. İlkokul 4. sınıfta iken, 5 Eylül 1968 Atça'nın düşman işgalinden kurtuluş günü, onun okul yolu üzerindeki evine gider, kendisinden Yunan mezalimini anlatmasını isterdim.
Daha niceleri... Hepsi bu dünyadan göçüp gittiler. Ama bize anlattıkları Atçalıların zihninde daima kalacaktır. Bu vesile ile Atça'nın adını Devlet-i Osmaniye ilk duyuran Atçalı Kel Mehmet Efe'ye , Kurtuluş Mücadelesinde görev alan Kuva-yı Milliye'nin ünlü Efelerine,canlarını ve mallarını bu vatan için feda eden şehit ve gazilerimize,Atça'yı kalemiyle gönlünde yaşatanlara ve Atça için gönül verenlere minnet ve şükranlarımı sunarım.